Bazen bir aracın anlattığı hikâye, sürücünün anlattıklarından çok daha fazlasıdır.
Bazen bir “patlama sesi”, dışarıdan duyulduğu gibi bir infilak değildir; yıllardır yük taşıyan bir motorun, ömrünün dolduğunu hüzünlü bir çığlıkla haber vermesidir.
Bu inceleme tam olarak böyle bir hikâyeyi barındırıyor…
Yük dolu bir günün ardından, rampa çıkarken aniden yükselen duman, kenara çekilen bir ağır vasıta ve kulaklarda yankılanan o tek ses:
“Pat!”
Sürücü buna “patlama” dedi, itfaiye raporu da aynı kelimeyi kullandı.
Ama motorun sessizliği çok daha başka bir gerçeği fısıldıyordu.
Rampa Başında Başlayan Hikâye
Sürücü olay anını sade birkaç cümleyle anlatıyor:
“Rampa yukarı çıkıyordum, motor duman yaptı. Çektim kenara. Yangın tüpüyle söndürdüm. Sonra patlama oldu.”
Anlatım basit, net, hatta biraz da aceleye getirilmiş…
Belki olayın adrenalininden, belki yaşananları hatırlamanın güçlüğünden.
Fakat ağır vasıta motorları kolay kolay saklamaz.
Ne yaşandıysa izini bırakır.
Bizim hikâyemiz de inceleme sırasında kabin kaldırıldığında başladı.
Motor Konuşmaya Başlıyor
Motorun üzerinde belirgin bir kararma vardı ama yangın söndürme tüpüne ait tek bir iz bile yoktu.
Ne toz, ne köpük, ne de söndürme kalıntısı…
Bu bile aslında beyanla gerçek arasında ilk çatlağı oluşturuyordu.
Sonra asıl sahne ortaya çıktı:
6. silindir hizasında motor bloğu içten dışa doğru yarılmış, adeta bir pencere açmıştı.

Bu görüntü bir yangın sonrası patlamanın değil, içeriden kopup gelen mekanik bir çöküşün iziydi.
Sanki piston kolu, yıllardır üstüne binen yükleri taşıyamamış ve sonunda “Ben artık gidiyorum,” der gibi dışarı doğru fırlamıştı.
Kırığın etrafında ısı kararmaları vardı ama bunlar motorun içindeki yağın sıcak yüzeylerle temas ettiği anlık bir tutuşmanın izleri olabilirdi.
Yayılmış, büyümüş bir yangının değil…
Motorun Ritmi ve Sessizce Biriken Yorgunluk
Bu motor, altı silindirli sıra tipi bir dizel.
Ateşleme sırası belli, piston çiftlerinin aynı anda hareket ettiği fiziksel bir düzen var.
Ve bu düzende en çok yükü çeken, en çok yorulanlar ilk ve son silindirlerdir: 1 ve 6.
Bu nedenle ağır vasıtalarda motor bloğunu delen o korkutucu “pencere açma” olayları çoğunlukla bu uçlarda olur.
Sanki motor bize, “Benim hikâyem zaten 6. silindirde başlamıştı,” diyordu.
Eksik Yağlama, Ani Yüklenme ve Sessizce Gelen Sona Doğru
Bu tür kırılmaların ardında çoğu zaman aynı üç neden vardır:
• Yağsız çalışma,
• Yetersiz yağlama veya bakım ihmaline bağlı yağ bozulması,
• Ani devir düşüşü veya ters yüklenme.
Kısacası, motor bir süre önce bize bir şey söylemek istemiştir aslında…
Bir sesten, hafif bir titremeden, kısa bir uyarı lambasından…
Ama kimse duymamıştır.
Gösterge panelinde kayıtlı “STOP” uyarısı da tam olarak bunu doğruluyor.
Kırılan Piston Kolu İki Farklı İz Bırakabilir
Hikâyenin bundan sonrası iki olasılığa ayrılıyor; tıpkı aynı kitaptan çıkmış iki farklı sahne gibi.
- Olasılık:
Yağ Buharının Alevle Dansı
Kırılan piston kolu, motor bloğundan basınçla yağ fışkırtır.
Bu yağ 400–600°C sıcaklıkla çalışan turbo ve egzoz yüzeyine temas ettiğinde anlık bir alev oluşabilir.
Film sahnesi gibi görünse de aslında çok kısa sürer:
Bir alev, hafif bir çıtırtı, ardından sadece kurum izleri…
Turbo çevresindeki yüzeysel yanık izleri bu sahnenin yaşandığını fısıldıyor.
2. Olasılık:
Fırlayan Metalin Elektriğe Dokunuşu
Kırılan metal parça dışarı doğru ivmeyle fırlarken şase içinden geçen ana elektrik hattına temas etmiş olabilir.
Marş motorundan aküye giden kalın hat…
Alternatör çıkış kablosu…
Hepsi tam da o bölgede.
Metal izolasyonu deldiği anda yüksek amperli bir ark oluşur.
Bir anlık ışık, ardından kablolarda kavrulma…
Fotoğraflarda gördüğümüz elektriksel erime izleri bu sahnenin de yaşanmış olabileceğini net gösteriyor.

Peki Sürücü Neden Farklı Anlatıyor?
Olay anının stresiyle insanlar yaşananları çoğu zaman ters sırayla hatırlar:
Patlama → Yangın → Duman gibi anlatırlar.
Oysa gerçek genelde tam tersidir.
Bu vakada da beyanla uyumlu olmayan birçok bulgu var:
• Yangın tüpü kullanıldığına dair tek bir iz yok.
• Kırığın yönü içeriden dışarı doğru, yani patlama değil, kırılma sesi.
• STOP ışığı motorun zaten arıza verdiğini gösteriyor.
• “Rampa çıkışı” ifadesi teknik açıdan zayıf; bu kırılmalar genelde rampa inişi gibi ters yüklerde oluşur.
ÖNEMLİ TEKNİK NOT:
Ağır vasıtalarda bu tür piston kolu kırılmaları ve blok yarılmaları:
• Yük altı rampa çıkışında değil,
• Ani devir düşüşü, vites yanlışlığı, rampa inişi veya ters yüklenme sırasında daha sık meydana gelir.
Bu nedenle sürücü beyanındaki “rampa çıkışı” ifadesi teknik açıdan zayıf ve tutarsızdır.
Bu durum, beyan edilen olay sırasının gerçeği tam yansıtmadığını göstermektedir.
Yani hikâye sürücünün anlattığı gibi başlamamış olabilir.
Gerçek şu ki, sürücü olayı bir “yangın sonrası patlama” gibi yaşamış ama motor bize bambaşka bir hikâye anlatıyor.
Son Perde: Motorun Sessiz Vedası
Tüm teknik bulgular bir araya getirildiğinde, bu hikâyenin finali netleşiyor:
• Olay, yangınla başlayan bir süreç değil;
• Motor içi mekanik bir kırılma ile başlayan ve ardından
• Yağ sıçraması veya elektrik arkıyla oluşan lokal tutuşmayla devam eden bir olaydır.
Bu bir yangın vakası değil;
Bu bir motor arızasının doğal sonucu olarak gelişen nitelikli bir tutuşmadır.
Ve bu tutuşmanın ardındaki gerçek neden, büyük ihtimalle bakım eksikliği, yetersiz yağlama ve motorun taşıdığı uzun yılların yorgunluğudur.
SONUÇ:
Bu Olayın Hikâyesi Bir Patlama Değil, Bir Motorun “Ben Artık Dayanamıyorum” Çığlığıdır.
İnceleme sonucunda olayın çıkış sebebi,
“mekanik arıza ve bakımsızlık kaynaklı nitelikli tutuşma”
Olarak değerlendirilmiştir.
Yorumu formunu geç
Bu inceleme gerçekten olayın özünü çok net ortaya koymuş.
Sonuçta bu olay bir patlama değil; bakımsızlık, yorgunluk ve yetersiz yağlamanın motoru sessizce sona getirdiğinin çok net bir örneği.
Eline sağlık, harika bir teknik analiz olmuş.
Kapsamlı ve detaylı bir bilgilendirme olmuş tecrübenize sağlık
Hikaye tadında, teknik analiz. Eline sağlık.
Okudukça heycanlandigim bir roman gibi oluşan hasar ve nedeni inan ilkkez bu kadar aklimda kaldı. Böyle bir hasar ile karşılaşırsak Uyanık olacağım. Emeğine sağlık Tamer başkan. Saygılar