Rüzgâr Değil, Temizlik Aşamasında Kontrol Dışı Bom Hareketi – Gerçek Bir Vaka Analizi
Vakanın Kısa Özeti
Beton pompalarında meydana gelen hasarları döküm esnasında olduğu gibi, döküm sonrasında yapılan temizlik işlemleri sırasında ortaya çıkmaktadır. İncelenen bu vakada da, beton dökümü tamamlandıktan sonra boru hattında kalan betonun temizlenmesine yönelik hazırlık aşamasında, beton pompasının 5 numaralı bomunun araç kabini üzerine düşmesi sonucu ciddi bir kabin hasarı meydana gelmiştir.
Operatörün ilk beyanında olayın rüzgâr etkisiyle gerçekleştiği iddia edilmiş olsa da, yapılan teknik inceleme, fotoğraflar ve sistem değerlendirmeleri bu açıklamanın hasarın gerçek oluş şekliyle örtüşmediğini açıkça ortaya koymuştur. Bu vaka, beton pompalarında temizlik prosedürlerinin ne kadar kritik olduğunu ve hidrolik kumanda sistemlerinde yaşanabilecek anlık sorunların nasıl ciddi sonuçlara yol açabileceğini göstermesi açısından dikkat çekicidir.
Hasarın Meydana Geldiği Ortam ve İlk Teknik Bulgular
Tarafımızdan incelenen hadise yeri fotoğraflardan da anlaşılacağı üzere beton pompası, açık bir rüzgâr koridorunda değil; şantiye merkezi niteliğinde, çevresel yapılara yakın ve nispeten korunaklı bir alanda konumlandırılmıştır. Olay anında beton dökümünün tamamlandığı, operatörün boru hattında kalan beton artıklarını hızlı şekilde temizlemek amacıyla hazırlık yaptığı anlaşılmaktadır.
Bu tür temizlik işlemlerinde uygulama genellikle şu şekilde yapılır: Arka beton haznesine su alınır, hat içerisine “temizlik topu” olarak adlandırılan aparat yerleştirilir ve arkadan su basılarak boru hattı temizlenir. Bu işlem öncesinde sistem gereği bomların sırayla 1, 2, 3, 4 ve 5 numaralı kollar şeklinde açılması gerekir. Ancak pratikte, betonun döküleceği alanın konumuna bağlı olarak özellikle 3, 4. ve 5. bomlar farklı açılarda veya kısmen açılarak konumlandırılabilmektedir.
Bomların Konumu ve Temizlik Aşamasındaki Kritik Hata
Somut olayda, fotoğraflar incelendiğinde 4. ve 5. bomların tam açılmadan, güvenli ve dengeli çalışma pozisyonuna ulaşmadan olayın meydana geldiği açıkça görülmektedir. Ayrıca beton pompasının yan destek ayaklarının (JOST outriggers) açılmadığı tespit edilmiştir. Bu durum, üst yapının stabilitesini ciddi şekilde zayıflatmakta ve bom hareketleri sırasında sistemin dengesiz çalışmasına zemin hazırlamaktadır.
Operatörün, yan ayaklar açılmadan bomları daha fazla yukarı kaldırmaya cesaret edemediği; buna rağmen temizlik işlemini geciktirmemek amacıyla hazırlık sürecini başlattığı değerlendirilmektedir. Bu aşamada 5 numaralı bom, kontrol dışı şekilde araç kabini üzerine doğru hareket etmiş ve kabin üstünde şiddetli, lokal ve yüksek enerjili bir darbe meydana gelmiştir.
Bom Neden Bu Şekilde Düştü? Teknik İhtimallerin Değerlendirilmesi
Bu noktada kritik soru şudur: Bir bom neden ani ve sert biçimde kabin üzerine düşer?
Öncelikle rüzgâr ihtimali teknik olarak tamamen dışlanmıştır. Rüzgâr etkisi, beton pompası bomları üzerinde etkili olsa dahi bu etki yanal yönde olur. Rüzgâr, bomları araca dik olacak şekilde yaklaşık 90 derecelik bir açıyla aşağı doğru indirmez; aksine aracın genel dengesini bozarak yana doğru zorlanmasına veya devrilme eğilimi göstermesine neden olur. Mevcut hasar karakteri ise böyle bir senaryoyu desteklememektedir.
Hidrolik sistem açısından değerlendirildiğinde; bom pistonlarında klasik bir hidrolik kaçak olması hâlinde bomun yavaş ve kontrollü şekilde aşağı süzülmesi beklenir. Bu durumda kabin üzerinde görülen ölçekte ani ve şiddetli bir deformasyon oluşması mümkün değildir. Bu nedenle hidrolik kaçak senaryosu da tek başına yeterli bir açıklama sunmamaktadır.
Teknik olarak en güçlü ve makul ihtimaller şunlardır:
- Bom pistonlarında bakım yapılmış, yağ değişimi gerçekleştirilmiş ancak sistem havasının tam olarak alınmamış olması,
- Hidrolik sistem içerisinde kalan hava nedeniyle pistonun ani şekilde boşalması,
- Bom hareketini kumanda eden joystick (kumanda kolu) ünitesinin takılı kalması, gecikmeli tepki vermesi veya elektriksel/mekanik bir arıza nedeniyle pistonun istemsiz biçimde kabine doğru hareket etmesi.
Bu senaryoların her biri, bomun ani ve sert biçimde aşağı yönelerek kabin üzerine düşmesini ve mevcut hasar karakterini teknik olarak açıklamaktadır.
Rüzgâr İddiasının Teknik Olarak Çürütülmesi
Operatörün ilk beyanında ileri sürdüğü rüzgâr iddiası, hem teknik olarak hem de fiziksel bulgular ışığında geçerliliğini yitirmektedir. Rüzgâr etkisiyle oluşabilecek bir hasarda, bom bağlantılarında metalik deformasyon, burkulma veya kopma izlerinin bulunması beklenir. Oysa olay sonrası alınan ikinci beyanda, beton pompasında bom bağlantılarında herhangi bir metal kırığı, kopma veya ayrılma olmadığı, sistemin hâlen çalışır durumda bulunduğu açıkça ifade edilmiştir. Yapılan teknik inceleme de bu durumu teyit etmektedir.
Bu tespit, rüzgâr kaynaklı bir zorlanma veya yapısal hasar ihtimalini tamamen ortadan kaldırmaktadır. Mevcut bulgular, rüzgârın değil; hidrolik kumanda sistemi kaynaklı kontrol dışı bir bom hareketinin hasara neden olduğunu göstermektedir. Operatörün rüzgâr yorumunun, olay anında hissedilen ani bom hareketine bağlı subjektif bir algıdan kaynaklandığı değerlendirilmektedir.
Sonuç ve Teknik Kanaat
Tüm teknik bulgular, fotoğraflar, beyanlar ve mühendislik değerlendirmeleri birlikte ele alındığında; meydana gelen hasarın rüzgâr etkisiyle oluşmadığı, bomun bağlantısından kopmadığı ve serbest düşme şeklinde gerçekleşmediği net olarak anlaşılmaktadır. Hasarın oluşumunda belirleyici etken; yan destek ayakları açılmadan, bomlar tam ve güvenli çalışma pozisyonuna getirilmeden temizlik hazırlığı yapılması ve bu sırada hidrolik kumanda sistemi üzerinden bomun kontrol dışı şekilde kabine doğru hareket etmesidir.
Bu vaka, beton pompalarında temizlik işlemlerinin yalnızca operasyonel değil, aynı zamanda ciddi bir güvenlik ve teknik disiplin gerektiren süreçler olduğunu açıkça ortaya koymaktadır. Küçük gibi görünen bir ihmal veya sistemsel aksaklık, saniyeler içinde ciddi yapısal hasarlara dönüşebilmektedir.